Newroz binyıllar önce Asur kralı zalim Dehak'a karşı, Demirci Kawa'nın geliştirmiş olduğu bir direniştir. Ayrıca, Kürtçede yeni gün anlamına gelir. Özgürlüğün, bağımsızlığın, yeni bir başlangıcın olduğu yeni bir gün demektir. Newroz'u normal bir günle karıştırmamak ve normal bir gün olarak görmemek gerekiyor
Toplumun yaşamını
değiştiren, toplumu özgürlüğe götüren, yeni bir çağ açan bir nitelikte yeni bir
gündür. Aynı zamanda Newroz baharın başlangıcı, yeni bir yaşama başlangıç
yapmak anlamına da gelmektedir. Tarihsel olarak her toplumun yaşamında ve
tarihinde böyle görkemli yeni günler vardır. Zalimlerin olduğu her yerde
direnişler olmuş, yeni başlangıçlar yapılmıştır. Toplumlar için gerçekleşen bu
yeni başlangıçlar ulusal olduğu kadar uluslararası bir önemede sahiptir.
Devlet mülkü koruyan, kollayan muhafız, bekçi olduğuna göre,
devlet mülkü olanın koruyucusu olmuş mülkü olmayanın da tepesinde bir kılıç
gibi sallanmaya başlamıştır. Devletin var oluşu zulmü ve baskıyı da var
etmiştir. Devleti yönetenler, ayrıcalıklı oldukça, toplum ya köle ya da
hizmetçi olmuştur.
5 bin yıldan bu günlere kadar toplumlar bir nevi esaret
hayatı yaşadılar, yaşamaya da devam ediyorlar. Devletli ve sınıflı sistemi en
çok ve en kötü bir şekilde yaşayan toplumlar Ortadoğu toplumları olmuştur.
Ortadoğu'nun geleneksel geri bırakılmışlığı ve kapitalist modernizmin Ortadoğu'ya
her türlü müdahalesi dikkate alındığında, Ortadoğu'da toplumların nasıl bir
sistemi yaşadıkları daha net anlaşılır. Ortadoğu toplumları daha çok ta kendi yönetimleri
tarafından ezilmekte, yoksulluğa mahkum edilmektedir. Batı emperyalizmi her ne
kadar yüz yıldır bölgede etkili olsa da, olmak istese de, bölgeyi en çok 5 bin
yıllık bir geçmişi olan geleneksel despot yönetimler ezmektedirler. Ortadoğu'da
halkla iç içe olan, halk için çalışan bir sistemin ve yönetimin gelişmesi durumunda,
batı emperyalizminin hiç bir etkisi ve gücü kalmayacaktır.
Batı emperyalizmi Ortadoğu'da, bölgedeki gerici ve işbirlikçi
güçlere dayanarak etkili olmaktadır. Yani sadece batı emperyalizmini
eleştirerek, suçlayarak Ortadoğu'yu temize çıkaramayız. Amerika ve Avrupa,
kendi istekleriyle bölgeden çekilseler bile, bölgede halk düşmanı rejimler
olduğu sürece, bölge düzelmeyecektir. Çünkü Ortadoğu'da daha batı emperyalizmi
yokken, açlık, yoksulluk, baskı ve zulüm vardı. Ortadoğu'da baskıcı ve zulüm
sistemlerinin yaşı beş bindir. Yani beş bin yıldır Ortadoğu toplumları bir
zulüm cenderesinde yaşamaktadır.
Newroz, Ortadoğu'da Kürdistan merkezli olarak bir direniş
günü olarak tarih sahnesine çıkmış, başta Kürtler olmak üzere Ortadoğu'daki
bütün halkları özgürleştirmiş, yeni bir yaşamın başlangıcı olmuştur. Zalimlerin
zulmü var oldukça, mazlumların direnişi de bitmeyecek, daha çok büyüyecektir.
Son yıllarda Ortadoğu, Kürdistan merkezli olarak tekrar yeni bir Newroz
sürecine girmiş bulunmaktadır.
Kürt halkının 3 bin yıl önce olduğu gibi, günümüzde de
geliştirmiş olduğu büyük görkemli direniş başta Kürdistan olmak üzere bütün
Ortadoğu'da yeni bir yaşamın kapısını açacak, Ortadoğu halkları
özgürleşecektir. 3 bin yıl önce Demirci Kawa'nın direnişini şimdi milyonlarca
halk sahiplenmekte ve büyük bir direniş vermektedirler. Toplumsal gelişimlerde
eğitim büyük önem taşımaktadır. İnsanlar ne derece eğitimli olurlarsa o
derecede kendi kendilerini yönetebilecek güç ve birikime sahip olacaklardır.
Yönetmek bilgi ve beceriyle olur. Bilgi ve beceriye sahip olmayanlar, başkaları
tarafından ezilirler, zulme uğrarlar. Bundan dolayı, zalimleri sadece yıkmak
yetmez, zalimlerin kurduğu sistemi de her yönden yok etmek gerekiyor. Tabi ki
ezilenlerin yok etmesi gereken en büyük düşman, kesinlikle cehalettir, örgütsüzlüktür.
Kemal Söbe
Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi
www.lekolin.com - www.lekolin.org - www.lekolin.net –
www.lekolin.info -www.navendalekolin.com -http://kursam.org/index.html-
http://kursam.net/index.html